![]() |
Tweet |
Yalova Platformu tarafından düzenlenen ve yüzlerce kişinin katıldığı yürüyüş Suwon Parkı'ndan başladı. Yürüyüşte " Yalova yeşildir, yeşil kalacak", " Havana suyuna doğana sahip çık", "Doğayı sömüren şirketlere hayır", "Bu daha başlangıç, mücadeleye devam", "Madenci şirket Yalova'yı terk et" sloganları atıldı.
Uğur Mumcu Kültür Merkezi önünde açıklama da yapan Yalova Platformu Sözcüsü Arif Ekim, Yalova'da 30'u aktif olmak üzere 50'den fazla taş ocağı bulunduğunu belirterek Yalova'nın çevresel yıkımlar ve kıyımlarla karşı karşıya olduğunu iddia etti.
Ekim"Yalovamız coğrafi alan itibariyleTürkiye'nin en küçük ili olmasına karşın, karşı karşıya olduğu çevresel yıkımlar ve kıyımlar itibariyle ön sıralarda yer almaktadır. Yıllardan bu yana devam eden vahşi bir talanın sonucu olarak Altınova'dan Armutlu'ya kadar yayılan, sayıları ve faaliyetleri her geçen gün büyüyen taşocakları; ormanlarımızı, su kaynaklarımızı, tarımsal alanları adeta bir kanser hücresi gibi yıkıma uğratmaktadır" dedi.
Resmi verilere göre ülke genelinde 85 binden fazla taşocağı ruhsatı verildiğini söyleyen Ekim, "Yalova'da 30 tanesi aktif olmak üzere 50'yi aşkındır. Son olarak Güneyköy-Paşakent Havzası'nda ormanın tam ortasında faaliyette bulunan bir madencilik firmasına ait taşocağı işletmesinin kapasite artırımı talebi üzerine verilen Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) olumlu raporu nedeniyle 485 dönüm orman arazisi yıkıma ve bu arazi üzerinde bulunan 192 bin ağaç da kıyıma uğrayacaktır. Bu tam anlamıyla bir çevre felaketi anlamına gelmektedir. Taşocakları nedeniyle çevre yıkımlarına ve vahşi kıyımlara karşı mücadelemizi sürdüreceğiz" diye konuştu.
"Bizler aklı ve bilimi kendimize rehber kabul eden insanlar olarak, bilim insanlarının yıllardan bu yana bıkmadan usanmadan dile getirdikleri uyarıları bir kez daha yineliyoruz. Bu doymak bilmez yağmaya dur demezsek çok uzak olmayan bir zamanda gölgesine sığınacağımız tek bir ağacımız ve içilebilecek bir bardak suyumuz bile kalmayacak. Taş ocağı demek, yalnızca ormanlık alanın yıkımı ve orman ağaçlarının kıyımı demek değildir. Taş ocağı demek aynı zamanda yer altı su kaynaklarımızın da yok edilmesi demektir."