Hac, sözlük olarak yönelmek, ziyaret etmek, bir yere gidip gelmek, delil ile galip gelmek anlamlarına gelir. Dini olarak tarifini şöyle yapmak mümkündür: “Hac, gücü yeten( imkânı olan)insanların ihramlı olarak, arefe günü Arafat’ta vakfe yapmaları ve bayram günlerinde de Kâbe’yi tavaf etmeleridir.”
Hac, Allah’ın pek çok davetinden sadece biridir. İnanmaya, ibadete, iyilik yapmaya günahlardan sakınmaya davet gibi. “Gücü yetenlerin Kâbe’yi ziyaret etmeleri, Allah’ın insanlar üzerindeki hakkıdır.” davetini duyup, “Lebbeyk Allahümme lebbeyk=buyur Allah’ım, davetine geldim,” diyebilen insanların kutsal yolculuğudur.
Bazı ibadetler gizli ve derünidir. Bunun en güzel örneği oruçtur. Biz söylemezsek, oruçlu olduğumuzu kimse bilemez. Şayet camiye gitmezsek, namaz kıldığımızı kimse göremez ve de bilemez. Ama Hac, aleni ve evrensel bir ibadettir. Bu ibadeti, yerli ve yabancı milyonlarca insanın önünde yapma gereği vardır. Bu sebeple hac ibadetini, öyle güzel ifa etmeli ki, Müslüman’a yakışsın, Allah beğensin ve kabul etsin.
Hac ibadeti farklı ve özeldir. Bazı ibadetler günde, bazıları haftada ve bazıları da yılda bir veya birkaç kere yapılırken, hac ömürde bir kere yapılır ve bu, o mü’min için yeterli olarak kabul edilir. Ayrıca çok sevap kazandıran ve günahlardan arındırıp yeni doğmuş gibi tekrar evine dönme imkânı sağlayan bir ibadettir.
Hacı adayı önceden belirlenmiş işaretleri takip ederek hedefe varmaya çalışan bir yolcudur. Yol ve işaretler Allah ve Resulü tarafından belirlenmiştir. Öyleyse hedef nedir? En baştaki hedef, Allah’ın rızasına kavuşmaktır. Daha sonra çok sevab elde etmek ve günahlardan arınmaktır. Nihayetinde de cenneti kazanmaktır.
Sevgili Peygamberimiz (S) “Kabul olmuş bir haccın alameti, kişinin hacdan sonraki hayatının, önceki hayatından daha hayırlı olmasıdır.” buyurmaktadır. Yani hacdan sonra, kişinin ibadetlerinde, işlerinde ve diğer davranışlarında iyileşmenin görülmesi, haccın kabul olduğuna işarettir.
Hal böyle olunca, Kâbe’yi gören gözler bir daha harama bakmamalıdır. Kutsal yerlerde Allah’a açılan eller, haram şeyleri alıp vermemelidir. Kabede yürüyen ayaklar, bir daha harama gitmemelidir. Lebbeyk diyen diller de, yalan, küfür ve dedikodu yapmamalıdır.
Hac ibadetinin bu duygu ve anlayış içinde yapılmasını, hacı adaylarımızın salimen gidip, ibadetini güzelce yaparak başarılı olmalarını ve günahlarından da arınıp, iyi bir hacı olarak gene sağ-salim hanelerine dönmelerini Yüce Mevla’dan niyaz ediyorum.
Turgut AÇARİ
İl Müftüsü
Bu yazı 161 defa okunmuştur.