
Turgut Açari
DİN HİZMETİNE ADANMIŞ GÖREVLİLER
Tarih: 18-08-2023 03:04:13
Güncelleme: 18-08-2023 03:04:13
Ekim ayının ilk haftası “Camiler ve Din Görevlileri Haftası” dır. Bu münasebetle, bugünkü yazımızda meslektaşlarım olan hoca efendilerden bahsetmek istiyorum. Sevgili Peygamberimiz: “Âlimler, Peygamberlerin varisidirler” buyurmuştur. Halkımız tarafından bu hadis “Hocalar, Peygamber vekilidir.” şeklinde tercüme edilmiştir. Bu iki güzel söz, hocalara çok ağır bir görev ve sorumluluk yüklemektedir.
İnsanımız, “Hocam veya Hoca Efendi” diye seslendiği ve hürmet ettiği din görevlilerinden çok şeyler beklemektedir. En güzel özellikleri, hocalarda görmek istemektedirler. Bir kısım insanlar da günahsız ve kusursuz bir hoca beklentisi içinde olabiliyorlar. Ama sözün burasında ifade edelim ki, hocalar da insandır.
Hoca Efendiler, hayatın her safhasında vardır. Çocuğumuzun kulağına ezan okurlar. Sünnet mevlidinde, nişan ve düğünümüzde dua ederler. Kızımızı gelin ederken, oğlumuzu askere uğurlarken yanımızdadırlar. Komşuluk ve arkadaşlık ederler. Hastaları ziyaret edip şifa dilerler, ölüm anında da en büyük teselligahımız olurlar.
Hocalarımız, cemaatle kıldığımız namazları, Allah’a arzeden birer temsilcidirler. Çocukluktan itibaren Kur’an’ı ve dini bilgileri bizlere onlar öğretirler. Kur’an’daki ve sünnetteki bilgileri anlaşılacak ve yaşanacak seviyeye getirerek insanlara sunan trafo gibidirler.
İnsanoğlu, melek olmadığı için, iyiye de kötüye de meyledebilir. Normalde Allah’a, Peygamber’e (s), anneye, babaya, devlet büyüklerine itaat eder. İnsanoğlu isyan da edebilir, zira böyle bir yönü de vardır. İşte hocalar vaazlarıyla, hutbeleriyle ve sohbetleriyle insanları iyiye yönlendirir, kötülükten alıkoyar ve isyan duygusunu da aza indirirler.
Milli Mücadelede din görevlilerinin katkıları takdire şayandır. Konuyla ilgili birkaç örnek vermek istiyorum. Müftü Ahmet Hulusi Efendi Denizli’de “Memleket işgal altındayken herkesin silaha sarılması, dini bir görevdir.” diyerek, ilk kıvılcımı çakmıştır. Ankara Müftüsü M.Rıfat BÖREKÇİ de, milli mücadelenin meşru olduğuna dair fetva hazırlamıştır.
İzmir Müftüsü Rahmetullah Efendi, İzmir’in ezan sesleri yükselen semalarında çan seslerine katlanmaktansa, şerefle ölerek şehit olmanın daha iyi olacağını ifade ettikten sonra, sözlerini şöyle tamamlamıştır: “Kardeşlerim! Ciğerlerinizde bir soluk nefes kaldıkça ve damarlarınızda da bir damla kan dolaştıkça, vatanımızı düşmana teslim etmeyeceğimize, Kur’an-ı Kerim’e el basarak yemin ediniz” diyerek, İzmir’de milli mücadeleyi başlatan önder olmuştur.
Osmanlı, devlet anlayışı gereği, medrese hocaları ve talebeleri ile cami personelini savaşa götürmezdi. “Harpten sonra ülke insanının manevi inşasını onlar yapacaklar” şeklinde bir görüş hakimdi. Ancak o dönemin şartları gereği imam, vaiz, müftü gibi hocalar ile, milletimizin her ferdi canla, başla milli mücadeleye destek olmuşlar ve vatanımızı kurtarmışlardır.
İlim sahibi, güzel huylu ve sorumluluğunun bilincinde olan hocalar, saygıyı hak ediyorlar. İmam-ı Azam, hocasının evinin tarafına ayaklarını uzatmazdı. İmam Şafii, hocası rahatsız olmasın diye, kitap yapraklarını çok yavaş çevirirdi. Fatih, hocasını her gördüğü yerde ayağa kalkar ve ona yer gösterirdi.
Daha çarpıcı birkaç örnek vermek istiyorum. Osmanlı Devletinin kurucusu Osman Bey, hocası Şeyh Edeb Ali’yi yanından hiç ayırmamıştır. Fatih Sultan Mehmet Akşemsettin ile, Yavuz Sultan Selim İbni Kemal ile, Kanuni Sultan Süleyman Ebussuud Efendiyle birlikte hareket etmişlerdir.
Milletimizin geleceğini, barışı, huzuru ve başarıyı düşünen büyüklerimiz, böyle hareket etmişlerdir. Diğer taraftan zarar vermek isteyen (özellikle de dış kaynaklı) güçler, dine sataşmanın ilk adımının, hocalardan başladığını biliyorlardı. Zira din adamı itibarsız hale gelince, din de itibarsız hale gelecekti. Bu sebeple birçok asılsız atasözü ve fıkralar uydurulmuştur.
Hocalar aleyhinde, atasözü diye uydurulan cümleler ile, asılsız ve de çok çirkin olan hikâyeler anlatıldığında, Resulullah’ın (s) ruhunun incineceğini düşünüyor ve hicap duyuyorum. Bilvesile, bu hayırlı hizmetlerde yarış halinde olan meslektaşlarımı kutluyor, din hizmeti olarak yapılan tüm çalışmaların hayırlara vesile olmasını niyaz ediyorum.
Turgut AÇARİ
İl Müftüsü
Bu yazı 289 defa okunmuştur.
YAZARIN DİĞER YAZILARI