Ukrayna ile uçak fabrikasında anlaşma yapıldıktan sonra Ukrayna da savaş çıktı ve daha sonra Barzani ile Kuzey Irak’ta petrolü 50 yıl Türkiye üzerinden akıtacak olan anlaşmalar imzalanacaktı ama emperyalistler hemen taş koydu ve aniden Daeş diye bir örgüt ortaya çıkardılar, bir mermi atmadan petrol yatağı Musul’u ele geçirdiler.
Amerikan’ın emerinde olan Irak ordusu karşılık vermeden Musul’u Daeş’e bırakıp kaçtı. Irak’ta ve Suriye’de Türkiye lehine gelişen bütün dengeler değişti. Erdoğan’ın Ortadoğu petrolüne yaptığı stratejik hamleye Daeş’le karşılık verildi.
Bugün BBC muhabirleri İstanbul’da kahvehaneleri geziyor, referandum çalışmaları yapıyor, hatta Rize’ye cumhurbaşkanı Erdoğan’ın doğduğu yere kadar habercileri yolluyor. Bu da yetmiyor BBC Türkiye’nin yedi bölgesinde “evet hayır”araştırması yapıyor. Satır aralarında sürekli “hayır” ı körüklüyor. Bekir Hazar köşe yazısında:
“Financial Times Almanya’daki gurbetçilerin kime oy verdiğini araştırıyor. Sürekli ” hayır ” diyenlerle röportaj yapıp kendilerini rahatlatıyorlar. Devamlı Türkiye’de referandumdan ne çıkacak diye soruyorlar.
İngiltere’deki son referandum da verilen oyları en iyi tahmin eden Londralı şirket Qriously de işi gücü bırakıp Türkiye’ye koşuyor haftalar süren anket çalışması için Türkiye’yi karış karış dolaşıyor. Geçtiğimiz hafta referandum sonuçlarını ” Türkiye’ de yüzde 61,4 evet çıkacak” diye açıklıyor.
Örnekleri o kadar çok ki yaz yaz bitmiyor. İnanılmaz ” hayır ” kampanyaları yapan, Recep Tayyip Erdoğan posterlerini güvenlik görevlilerini göndererek dükkânlardan indiren, yürüyüşler düzenleyip Türkiye Cumhurbaşkanına hakaretler ettiren hatta şakağına silah dayalı posterleri kendi parlamento binaları önüne astırıp polis tarafından korumaya alan Batı adeta Ankara’ya kilitlendi. Nedir bu Türkiye deki referandum merakları? Nedir bu Türk paranoyası?
Her gün Türkiye aleyhine Almanya, Hollanda, Fransa’da gazete manşetlerinde boy boy hakaret içeren haberler çıkararak gündemlerinde peki neden?
Çünkü geçmişte olduğu gibi Batı’dan gelen en ufak bir isteğe bile emredersiniz diyenlerin yönettiği bir Türkiye yok. Bugün Türkiye büyüyor ve dahası Ortadoğu ve Afrika’dan kovulma tehlikesi ile karşı karşıya kalan Avrupa da ekonomik geleceğin kara kâbusları yaşanıyor.
Bundan sonra Türkiye de koalisyonlar dönemi bitecek, Batı’nın görmeye alıştığı zayıf Türkiye tarihe karışacak. 16 nisan referandumu o yüzden kendi ülkelerinde yapılıyormuş gibi onları ilgilendiriyor.
Geçenlerde bir reklam filmi gördüm “Türkiye Türkiye'den büyüktür” tam anlatmak istediğime tercüman oldu.
İslam dünyasını yıllardır anlaşmalı dövüş içersinde sömüren emperyalist güçlere karşı bugün Türkiye’den bir lider çıktı. Filistin’de Gazze’ de katledilen binlerce masum insanlar için “ one minute ” diyor ve hatta Afganistan, Suriye, Irak, Somali ve Arakan’ın sömürülmesinin bu ülkeler babanızın çiftliği değil istediğiniz gibi at koşturamazsınız diyerek rest çekiyor.
Yazımı Rahmetli Fethi Gemuhluoğlu’ nun şu cümleleriyle bitiriyorum.
“Gözü ışımış olun. Çünkü sabah oluyor. Şeb-i yeldâdan geçtik, küfür bitti. Küfür bir zatta kemâlini bulmuştu, bitti. Şimdi onun önünde duruyorlar, şimdi putperestliği onun önünde icrâ ediyorlar. Nifâk bir zatta idi, o da bitti. Riyâ devrini geçiyoruz beyler. Hiçbir tünel ebedî değildir; ebedî olursa adına tünel denmez. “
Bu yazı 829 defa okunmuştur.