Bugun...


Fatih KAPLANDERE

facebook-paylas
​YENİ BİR FARKINDALIK YALNIZLIK!
Tarih: 18-08-2023 03:03:36 Güncelleme: 18-08-2023 03:03:36


   Dünyanın her yerinde hayat denen bu karmaşık yapı aynı şekilde yaşanıyor herhalde. Bazı insanlar kendileri içinde, bazıları kendileri ile beraber bazıları ile bazıları başkaları ile bazıları başka yerlerde, bazıları her yerde, bazıları hiç yaşamıyor.
     Peki, hayatı insanlara yaşamaya sevk eden etmen nedir? Nedir ki insanlara bu hayatı yaşamaya mecbur kılan, yaşamayı sevdiren yâda yaşamayı isteten?
    Hayat denen bu girift, anlamı çözülmemiş, nerede başladığı bilinmeyen ve biteceği kesin zaman topluluğunu tüketmeyi bu kadar istekli yapan nedir?
    İnsan denen bu yaratığı neden yaratmıştır ki fanus kapattığı uzay denen, bize göre sonsuz denecek kadar büyük ama yaratan için beklide toz taneciği kadar küçük boşluğun için de yine o toz taneciğinin içinde mikro varlık mesabesinde bir toprak yığını üstüne serptiği varlıklar.
   Zaman algısının bazı yaratıklar için saniyeler, bazıları için dakikalar bazıları için saatler, bazıları için günler, bazıları için aylar, bazıları için yıllar olan ömür denen zaman topluluğu. İçinden her gün verdiğimiz bir miktar zaman karşılığındaki aldığımız hayat ve asla sahip olamayacağız bir şeyler için algı dünyamızın boşluğunu doldurmaya çalıştığımız şeyler için verilen boş uğraşılar.
      Boşluk ta yaşamanın ve etrafındakilere rağmen yalnızlığımızın algısına varmamak beklide hayat sırrını anlamamanın bize kazandırdığı umursamazlık bu olsa gerek. Yaşıyoruz, yaşadığımızı sanıyoruz etrafımız dolu ancak yalnız olduğumuzun farkına varamıyoruz.
    Farkındalık adına anlatılması gereken en büyük olgu bu olsa gerek. Yalnız olduğunuzun farkına varın.Yaşadığınızı zannediyorsunuz.
    Buna rağmen bu kadar sıkı sıkıya yapıştığımız ve kimseye vermediğimiz kollarımızın altında damla damla akan zaman sermayemizin tükendiğini anlamak için saçlarımızın ağarması veya belimizin tutmaması mı gerekiyor. Ya da oturduğumuz zaman kalkamamak zor mu gelmesi gerekiyor.
     Bu koşturma canın bir gün kendisinden alınan bu toprak bedenin tekrar toprağa iade edilmesi gereken an geldiği zaman tüh kelimesinin âlemde yankılanması hiç kimsenin kulağında çınlamayacağını duymak mı gerekiyor.
     İnsan denen bu aciz varlığının etrafındaki dev aynaları aşması bu kadar zor olsa gerek ki çoğu ziyandadır demiş yaratan.
    Bu ziyandalığı anlatanların ağızlarına vurulmuş örtülerden yinede kulaklarımıza gelen gerçekleri anlamak zor olsa gerek ki, nefs denen varlığın ortada cirit attığı ve yardımcılığını yaptığı büyük isyankârın girmesi kesin yer olan ebedi işkence hane süslerine aldanıyor bu zavallıcıklar.
    O kadar zavallıyız ki ağzı örtülülere olan yakınlığımızın bile faydasını izale edecek isyankâr süslere her an kapılıp duruyoruz. Şükretmeliyiz ki üzerlerimizde bulunan himmet zaman zaman düştüğümüz yerden bizleri, bir çocuğu düştüğü yerden kaldıran anne gibi tutup kaldırıyor.
    Yaratana hamdolsun bizleri bu himmete mazhar kılmış.
Vesselam. Kalın sağlıcakla… 


Bu yazı 149 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ
YAZARLAR
GAZETEMİZ

Web sitemize nasıl ulaştınız?


nöbetçi eczaneler
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI