VAHYİN DEĞİŞMEZ NURUNDAKİ DEĞİŞİM YOLCUSU: İNSAN
Hayat hareketten ibaret olup, Evren bile sürekli hareket halinde iken, insan olarak sabit duramayız. Değişim hayatın kendisidir. Her şey Tekâmül halinde iken, Tekâmül’ ü sadece bedenle sınırlamamız da söz konusu olamaz.
Değişim sadece, bedensel olarak düşünülüyor ve bu “düşüncenin” eksikliği anlaşılamıyor ise; bu “sağlıksız düşünce” değişmeden, kişinin değişmesinden bahsedilemez. Değişim, düşüncede başlar. Önce düşünce değişir. Doğru bir düşünceye evrilir. Davranışların değişmesi ve bunun sonucu değişim daha sonra ortaya çıkar.
Batı bu alanı bizden yüzyıl önce doldurmaya think tank kuruluşları ile başlamış. Ancak bizdeki emperyalist uşakları kendi çıkarları doğrultusunda hain emellerini kendi toplumlarının gelişmesini engelleyerek sürdürmüşler.
Bir büyüğümüz bundan yirmi yıl önce ABD ye gittiğinde gezdiği ve gördüğü teknik gelişmeler konusunda bu adamlar bizden yüzyıl ilerde demiş.
Bundan çıkardığımız sonuç şu olsa gerek bizi bizim zannettiğimiz yakın geçmişimizdeki büyüklerimiz, liderlerimiz, yöneticilerimiz artık ne derseniz deyin yüzyıl yerimizde saydırmışlar. Ne için onun yorumunu da size bırakıyorum.
Değişimden anladığımızı kendi dünyamıza uyarlamamız, bulunduğumuz şahsi konum, kişisel boyutumuzla alakalıdır. Herkes kapasitesi kadar anlar. Anlamak değişmek demek değildir.
Tekâmül özbenlikte olur, akılda olur, nefiste olur, bedende olan hayvansal değişimdir. O zaten yaratıcının yarattığı her canlıda olağan şeydir.
İnsan farklıdır, özeldir, halifedir. Sorumluluğu bu dünya ile sınırlı değildir. Görevleri, yüklendiği misyon, kendisine yüklenen kulluk kisvesi onu ilahi anlamda başka alemlere taşıyan farklı bir amacın ürünü yapmaktadır.
Bu konuda Allah-u Teâlâ şöyle buyuruyor; “Şüphesiz ki bir millet kendini değiştirmedikçe Allah da onları değiştirmez.” (Rad /11)
Rabbimiz bize kendimizi yenilememiz, değiştirmemiz, sürekli tekâmül halinde olmamızı salık veriyor. Kalıbımızın değiştiği gibi, her an yaratıldığımızı ve değiştiğimizi biliyoruz. Öyleyse her an da algı ve idrak seviyemizde bir değişim ve gelişim üzerinde olmalıyız.
Durağan bir yapı bizi atıl ve hareketsiz, tembel bir zaman dilimine hapsetmekten, yaşadığımız anı üzerimize örtmekten öteye gidemez.
Oysa biz insanların sürekli değişim içinde bulunmamız gerekiyor çünkü insan doğası durağanlığı kabul etmiyor. Bu durağanlık insanı nefsine ve onun ustası olan şeytana olan eğilimini arttırmaktan öteye gitmiyor.
Değişim değişimi getirir.
Değişim medeniyeti getirir.
Değişim sonsuz saadeti getirir.
Değişim rahmeti tecelli ettirir.
Değişim saadeti, felahı, ahlakı arttırır.
Değişim bilişimi, gelişimi, fazileti getirir.
Değişim Allah’u Teala (cc) hz. lerinin insana muamelesini değiştirir.
Değişmekten kokmayalım. Negatif değişmekten korkalım. Pozitif değişimin insana kutlu yolda açacağı kazanımların haddi hesabı olmaz, akla hayale gelmez güzelliklere mazhar olduğunu gördüğü zaman, değişimin kazancını idrak edecektir.
Pozitif yolda değişmeye devam dostlar.
Vesselam. Kalın sağlıcakla…
Bu yazı 160 defa okunmuştur.