2 Ekim günü dünyada ‘’Dünyada şiddete hayır günü’’ olarak kutlanır. Bu Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun 15 Haziran 2007’de oybirliği ile aldığı bir karardır. Bu gün ayrıca Hindistan Bağımsızlık Hareketini siyasi ve ruhani lideri Mahatma Gandhi’nin doğum günüdür.
Gandhi ne yapmıştı? Hindistan’ şiddete başvurmadan sadece korkmadığını göstererek İngiliz zalimini dize getirmişti. SATYAGRAHA adı verilen bu anlayışın mimarı Gandhi, birçok özgürlük hareketinin ilham kaynağı olmuş, şiddetsizlik eylemleri ile çağın en önde gelen pasifisti olmuştu. Şiddetin ahlaken yanlış olduğunu savunan ‘’Pasifizm’’ kötülükle mücadelenin çağdaş bir metodu olarak çok etkili olmuştu.
Hatırlarsanız bu tarihlerde Boğaziçi üniversitesi rektörü başörtülü kızları derslere almadığı için üniversitedeki başı açık ve diğer erkek öğrenciler rektörü protesto etmişlerdi.
Şuanda ülkemizde çok ciddi şekilde GNH (Gayri Nizami Harp-Asimetrik Savaş) tekniği uygulanmaktadır. Gladio İtalya’da, Ergenekon Türkiye’de GNH konsepti içinde kurulmuştu.(Prof. Dr. Nevzat TARHAN-Asimetrik Savaş 328)
GNH personeli mahalli personelden oluşur. Mahalli ve sivil personelin kurtarma, kaçırma, yer altı gerilla kuvvetlerinden oluşur. Bu kişiler hâkim, savcı, öğretmen, esnaf, imam, gazeteci, hekim, milletvekili, siyasetçi olabilirler.
Gizli ve örtülü harekât teknikleri vardır. Psikolojik savaş ve harekât personeli; sabotaj, baskın, pusu, takip, tahrip, suikast, kurtarma, tedhiş, kaçırma, sokak hareketleri, gibi tekniklerden oluşan eğitim alırlar. Savaş ve işgal dışında aktif görev alamazlar.
Buraya kadar her şey meşru ve hukuka uygundur, fakat dış işgal yokken meşru olan hükümeti gayri meşru göstermek için ‘’Türkiye Cumhuriyeti psikolojik, ekonomik, siyasi olarak işgal edilmiştir. Türkiye’ye Osmanlılar hâkim oluyor, dinci bir dikta vardır’’ düşüncesi ile milleti sokağa dökmeye çalışmayı, nereye sığdırmak, hangi düşünceye uydurmak lazımdır.
Ülkemizde yasakçı zihniyetin yönetimde olduğu sırada gerçekten davasında haklı olan halkımız hiçbir şiddet eylemine başvurmadan Sivil İtaatsizlik-Pasifizm-Satyagraha ile haklı olduğunu göstermiş ve hak ettiği noktaya tam olmasa da gelmiştir. Bu hareketi ülkesine dış dünyada da emperyalist güçlere rağmen kötü bir görünüm kazandırmamıştır. Tam tersine ülkesini düşünen bir yönetim kazandırarak, birçok ülkenin ekonomik sıkıntılarla uğraştığı bir zaman da ekonomik refah kazandırmış, dış ülkelere karşı prestijimizi arttırmıştır.
Peki, Taksim’ de ne oldu ki bir avuç kendini bilmez ülkemizi dışa karşı kötü bir imajla yaralamak istemektedir. Belediye Başkanı Kadir TOPBAŞ’IN orada ne görünümünde nede insanların nostaljik hatıralarına ters gelecek hiçbir uygulamanın olmayacağını söylediği halde.
Orada eylem yapanlar; gerçekten haksızlığa uğrayan kişiler eğitimli olmuş olsalar ikna ve inandırma yolunu seçerlerdi, çözüm odaklı hareket ederlerdi.
Fikrine güvenen kişi şiddete başvurmaz. Şiddet ve öfke zayıflık işaretidir. Uzlaşmacı yol zordur ancak inandırma ve ikna etme en iyi hak arama yöntemidir. İlkel kabilelerin yöntemini kullanan, uygulamak isteyen haklıyken haksız konuma düşecektir.
Fakat şu var ki orda ki eylemcilerin çoğu kandırılmış zavallı kişilerdir. İçlerindeki GNH personeli tarafından proveke edilerek mevcut hükümet hem içte, hem de dış ülkelere karşı prestiji düşürülmek istenmektedir. Birilerinin bu olayları seyrederken kıs kıs güldüğünü hayal bile edebiliyorum.
Âcizane diyorum ki hükümet yetkililerine, yerel yönetimlere, güvenlik güçlerimize ve en çok da aynı görüşte olmayan halkımıza şimdi gelin biz tam tersini yapalım. Aslında onların yapması gerekeni biz onlara yapalım.
Eylemcilere karşı SİVİL İTAATSİZLİK/SATYAGRAHA uygulayalım.
Vesselam.Kalın sağlıcakla.
Bu yazı 153 defa okunmuştur.