İnsanın kendi kimliği ile hayatını idame ettirmesi kadar zor bir olay yoktur. Herkes maskeleri ile mutlu mesut bir hayat yaşarken, kendi öz kimliğini kullanan yalnızca ve yalnız, inanın şu dünyaya, şu âleme ve şu insanoğluna yardım etmek ve ileriki yaşamlarında düzgün, güvenilir, refah ve selamette bir hayata sahip olmalarını isteyen tek bir kişi vardır o da nefsi tekâmülünü tamamlamış Allah (cc) dostu.
İnsanlığın başlangıcından bu yana kendi öz benliklerini ve kimliklerini her kaybettiklerinde yüce yaradan insanlığa acımış ve sürekli bir uyarıcı ile kendilerine yardım etmiştir. Dünya hayatının aldatıcılığı karşında maskesini kendisine siper edinmiş olan insanoğlu hiçbir zaman arkasının ne olacağını kavramadan hareket ve tavırlarının kendisine yüklediği sorumluluğu düşünmeden, hesap vereceği zamanı, hesap vereceği yerin yüceliğine göz kapatıp sadece kendi nefsinin burnuna taktığı halkayı bir süs eşyası kabul edip şeytanın ardına düşmüş, dünyada yaratanın halifesi olduğu görevini kulak ardı edip zevk, sefa, şehvet ve hırsları peşinde koşmayı kendine amaç edinmiştir.
Maalesef Allah (cc) kendilerine bahşettiği rahat hayat, güzel bir iş, kolay kazanç kendilerini aldatmış sanki bunun hesabını vermeyecekmiş gibi sanki ölmeyecekmiş etraflarından bi haber kendi kuytu hayatlarında, meleklerin canlarını sırtlarına vura vura alacakları zamanı beklemektedirler.
Yaşadıkları hayat ve taktıkları maske ile öyle özdeşmişler dir ki yaptıklarını, yaşadıkları dinle birleştirerek, kendilerine özgü yeni bir din anlayışı geliştirmişlerdir. Onlara göre hayatları gayet düzgün ve Allah (cc) emirlerine uygun, ahretlerini kurtarmışlar, hesapları ve kitapları tamamlanmış cennete girme sırası bekliyorlar. Oysa onlar umurları kapalı, idrakleri körelmiş, duygu kökleri kendi bedenlerini aşamamış yaratanın dediği gibi ‘’biz onların gözlerini kör, kalplerini hissetmez, kulaklarını sağır ettik’’ belasına uğramış zavallı kişiler.
Oturdukları koltukların kendilerine ağır gelen maskeli süvariler topluluğu unutmayın ki ezdiğiniz ve haklarını umursamadan çiğnediğiniz ‘’siz içinizdeki zayıflar yüzünden rızıklandırılırsınız’’ denen topluluğun hakkını alacak O’lanın karşısına çıkacağınız zaman elbet gelecek. İşte o zaman asla acıma görmeyesiniz, yüzünüze bakılmasın, sözünüz dinlenmesin, ezdiklerinizin ve umursamadıklarınızın acıları altında kemikleriniz birbirine girercesine ezilesiniz, ateş ve acı son durağınız olsun ve asla oradan çıkmayasınız. Müstahak olduğunuz azabınız daim ve kaim olsun. Allah (cc) yardımlarınızı bekleyenlere dünya hayatında sırtınızı döndüğünüz gibi, sizin en muhtaç olduğunuz o hesap anında size sırtını dönsün, cehennem sizin mutlak mekânınız olsun ilelebet orada kalasınız.
Doğru gidenlerin, hakkı gözetenlerin, yaratanın kendilerine bahşettiği dünyalık ta gariplerinde hakkı olduğunu bilip te onlarla paylaşan dürüst ve ahlaklı kişilerin mekânı adn cennetleri olsun kendileri peygamberlere komşu, rablerine yakın olsunlar. Melekler arkadaşları, cennetlikler dostları, Allah (cc) dostları komşuları olsun. Cennet onların uğradıkları son ve daimi mekânları olsun.
Bu yakarış insanlığın başlangıcından son bulacağı zamana kadar olan gariplerin dua ve niyazıdır. Allah (cc) kabul etsin. Âmin.
Vesselam. Kalın sağlıcakla…