Arkadaşımın tavsiye ettiği yabancı bir diziyi takip ediyorum şuan. Dizi 5. sezonunda ben daha 4. Sezonu bitiremedim. Ama ısrarla devam ettiriyorum ve yakalayacağım. Konusu sürekli cinayetlerle geçiyor ki normaldir bir polisiye dizi ancak dikkatimi çekti senaristlerin işledikleri olaylar aldatmak üzerine ve genellikle insanların birbirlerini veya kadın-erkek arası aldatmayı ele alıyor ve sonunda işlenen cinayetler. Şunu gördüm ki batı insanın da insanların ve bunun yanında eşlerin birbirini aldatması olağan bir şey. Patron çalışanını veya tam tersi, çocuklar ebeveynlerini, kadın kocasını vs vs. Koca bunu öğrendiğinde pek yadsımıyor ya da çok normal karşılıyor. Yâda kadın bunu öğrendiğinde bende onu aldatırım veya zaten aldatıyordum oda aldatmış ne olacak diyor.
Aldatma ilk yaradılıştan beri var dimi arkadaşlar. Şeytan Havva annemizi aldatmış oda âdem babamızı ikna etmiş. Bu tarih boyunca hep süre gelmiş. Habil kabil çekişmesi yine şeytan devrede kardeşi kardeşe düşürüp cinayet işletmiş. Tarihte ki olayların hemen hepsinde aldatan ve aldanan olmuş ve kıyamete kadar bu ikili olmaya devam edecek.
Hayatımızda sürekli karşılaşmıyor muyuz? Alışverişlerimizde örneğin satıcı yemin ediyor sattığı malın iyi olduğuna, alıp geliyorsunuz altlarda çürükler aldanmış oluyorsunuz. Arabanızı tamire veriyorsunuz boyanan yer bir zaman sonra kabarıyor boyalar atıyor tamirci tarafından aldatılmış oluyorsunuz. Yâda en yakın arkadaşınız tarafından size söyledikleri ile hareketleri birbirini tutmuyor birde bakıyorsunuz arkanızdan iş tutmuş sizi aldatıyor. Ortaklar birbirini aldatıyor zimmetine para geçiriyor alsana bir cinayet sebebi ya da ortağının eşiyle diğer ortağı aldatıyor. İşyerinde arkadaşın seni aldatıyor, patrona iyi görünmek için aranızda ki olan biteni gammazlıyor. En acısı da herhalde en yakın bildiğiniz kişi sizi aldatıyor. Yanlış anlaşılmasın illa kötü anlamda değil. Sizden bir şey saklaması size iğrençlik (o kelimeyi söylemek istemiyorum) yapması değil hani masum dediğimiz beyaz olanlardan varya sizi o şekilde aldatıyor. Çocuklarınız sizi parmağın da oynatıyor. Para saklıyor, görüşmesini istemediğiniz kimselerle görüşüyor, yapmasını istemediğiniz şeyleri yapıyor falan filan.
Neticede sizi herkes bir şekilde aldatıyor. Siz bir güzel aldanmış oluyorsunuz. Siz koca bir (beni burada mazur görün lütfen) aptal, salak, geri, avanak veya saf artık ne varsa daha fazladan o yerine konmuş oluyorsunuz. Artık kendinize hangi sıfatı takmanız gerekiyorsa hepsini takıyorsunuz. Ve düşünüyorsunuz neden beni bu duruma düşürüyor sevdiklerim veya kendileri tarafından önemsendiğinizi ve sevildiğinizi sandığınız o arkadaş, dost, akraba, kardeş, yakınlarınız, çocuklarınız, eşiniz hatta ve hatta anneniz babanız.
Ben söyleyeyim siz bu duruma kendi rızanızla geldiniz. Hoşunuza gitti sizi aldatmaları ve siz davranışlarınızla, hareketlerinizle, kabullerinizle, onaylarınızla onların bu kötü yanını beslediniz, büyüttünüz ve bu duruma getirdiniz. Şimdide acı veriyor, görüyor ve dur diyemiyorsunuz çünkü karşınızda öyle bir dev var ki onu yenmeniz çok zor, beklide imkânsız. Karşınızdaki bu şey size acı veriyor ve artık aşmak istiyorsunuz. Ancak.
Çare ne peki?
Aklınıza gelen şeyleri ne düşünmek nede duymak istiyorum çoğu iç sıkıcı, acı verici, mide bulandırıcı ve bazıları da korkunç.
Belki de en başa dönmek en iyisi değil mi?
Ah keşke birisi şu iki parmağını şıklatsa da ilk başa dönebilsek. Ne güzel olurdu dimi? Belki her şeyi o zamandan ele alıp, bu aldatmalara izin vermeyip tavrımızı koyardık. Ortada ne aldatan nede aptal yerine konan pardon aldanan olurdu dimi. Sallanan kafaları görüyor gibiyim.
Bence de öyle olurdu ama gözlerini aç sen hala buradasın ve aldanmışlığın o ağır yükü sırtında seni gömüyor farkındasın, yalnızca çırpınıyorsun bataklığa batmış kurban gibi bataklık seni içine doğru çekiyor. Etrafa bakınıyorsun bir ağaç dalı var mı diye tutunayım ya da bağırıyorsun bir kurtaran yok mu sana bir el atsın da bataklıktan çekip çıkarsın.
Yok!
Seni oradan çıkaracak kimse yok. Tek başınasın, yalnızca sen, bir kişi o kadar işte o sensin.
Nasıl mı kurtulacaksın?
Haftaya devam. Kalın sağlıcakla…
Bu yazı 159 defa okunmuştur.