Sessizliğin Bedeli: Sözler Yetmiyor
Üç yıldır İsrail’in istediğini yaptığı, uluslararası hukuku hiçe saydığı ve masum insanları katlettiği bir ortamda sadece kınama açıklamalarıyla yetinmek; gerçekte hiçbir şey yapmamak demektir. Eğer Müslüman ülkeler gerçekten bir şey yapabilseydi, şimdiye kadar yaparlardı; bu düşünce İsrail tarafından da hesaplanmış olabilir. Liderlerimiz, laflarla kendi koltuklarını ve geleceklerini korumaya çalışırken halk kandırılmaktadır.
Ölü Sayıları ve Gerçekler
Resmi rakamlarla ilgili belirsizlikler var: Bazı kaynaklar 60 bin civarında şehit olduğu söylerken, kimi raporlarda 300 binden fazla insanın katledildiği iddia edilmektedir. Net sayıların açıklanamaması, yaşanan trajedinin boyutunu gizlememelidir; bilinenlerin çok daha fazla olduğu açıktır. Bu acının, kaybın hesabı hâlâ tam olarak tutulamamaktadır.
Liderlerin ve Kurumların İkilemi
Dünya halkı, liderlerin İsrail karşısındaki acizliklerini gördü. Sözde devlet başkanları, hükümetler, uluslararası kurumlar sadece kınama ile yetinip somut, etkili adımlar atmıyorlar. Bu durum, yalnızca siyasi bir yetersizlik değil; vicdani bir iflas olarak da okunmalıdır. Din, dil, ırk, ülke ve inanç farkı gözetmeksizin birleşip insanlığı, onuru ve şerefi kurtaracak olan halktır. Ne var ki liderler bunu yapmıyor; halk hareketi ise sesini duyurmaya çalışırken örgütlü liderlikten yoksun bırakılıyor.
Sivil Güç ve Umut
Artık umudumuz liderlerde değil; Allah’ta ve sivil halkın birliğinde. Müslüman halk, dini cemaatler ve sivil toplum kuruluşları harekete geçmeli; Gazze için güçlü, etkili ve kararlı adımlar atılmalıdır. Devletlerin yapamadığını halk sokağa çıkarak, dayanışma ile yapabilir. Bu sadece bir ahlâk meselesi değil; aynı zamanda insanlığın ortak sorumluluğudur.
Hesap Günü ve Vicdan
Hepimize düşen, bu zulme sessiz kalmamak; kınamaktan öteye geçerek somut adımlar atılmasını talep etmektir. Dinî liderler, toplum önderleri ve sivil kuruluşlar da sorumluluklarının farkında olmalıdır. Bu mesele, sadece siyasi bir çatışma değil, insanlığın vicdanıyla ilgilidir. Hesap günü herkes hesabını verecektir.
Sonuç: Artık Yeter
Yazıklar olsun, demekten başka ne yazık ki yapabildiğimiz bir şey kalmadıysa bile bu durumun sorumluları tarihle ve vicdanlarıyla yüzleşmelidir. İsrail’in zulmüne lanet olsun; fakat lanet söylemek yetmez. Liderlerin suskunluğu ve etkisizliği artık kabul edilemez. Halk, sivil toplum ve inanç grupları birleşip bu davanın üzerine gitmeli; insanlığı ve onuru koruyacak adımları birlikte atmalıdır.
Allah, bu zulmün son bulması için en güzel planı uygulayan ve adaleti sağlayandır. Umudumuz O’dur; fakat insan olarak da elimizden geleni yapmak zorundayız. Vesselam.


Kameralarla belirlenen kişiler hakkında işlem başlatan ekipler para cezası uygul..
Yalova Belediyesi göçen yola kalıcı çözüm üretemiyor.
Yıllardır beklenen Güney Marmara Otoyolu Projesi nihayet fiilen başladı.

