|
Tweet |
Yaşanmış bir hikaye odur ki; "Uzun süren kuraklık köy halkını çaresiz bırakınca topluca yağmur duasına çıktılar. Ancak bu kalabalığın içinde yalnızca bir kişi eline şemsiyesini aldı. Çünkü yağmurun kesinlikle yağacağına inanıyordu. Diğer köylüler ise samimiyetsiz ve teslimiyetsizlik düşüncesinin tuzağının içindeydi.
1. Karamsarlar
“Nasıl olsa yağmaz” diyenlerdi bunlar. Dua dillerindeydi ama kalben ümitleri yoktu. Kalp ve zihinlerindeki Karamsarlık, dualarını göğe yükselmeden yere düşürdü.
2. Mazeret peşindekiler
Yağmur yağarsa, beceriksizlerinin, temnelliklerinin, vurdum duymazlıkarının, bahanelerinin yok olacağını biliyorlardı. Kuraklığı tembelliklerine kalkan yapmışlardı. Bu yüzden içten içe yağmur istemediler.
3. Kendini değersiz görenler
“Benim duam kabul olmaz ki” diye düşünerek şemsiye almadılar. Dua ederken bile kendilerini önemsiz hissettiler; duaları dillerinde kaldı, kalplerine inmedi.
Oysa Allah "ben insanı en şerefli varlık olarak yarattım" demesine rağmen. Ve sadece bir kişi, duasının kabul olacağına inanmıştı. Şemsiyesini bu yüzden almıştı. Yağmur, onun inancı hatırına yağdı.
Sünnet Olan Yağmur Duası ve Müslümanların Geleneği, Yağmur duası, Resûlullah’ın (s.a.v.) sünneti, Raşid Halifelerin uygulaması, ve Anadolu insanının yüzyıllardır sürdürdüğü manevi bir mirastır.
Bu dua; sadece su istemek değil, Allah'a teslimiyet, tevazu, birlik, teslimiyet ve iç muhasebe demektir. Toplumun bir araya gelip rahmeti birlikte dilemesidir. Ama bugün ne yazık ki bu güçlü gelenek birçok yerde unutulmaya yüz tutmuşttu.
Peki… Yalova’da Neden Yağmur Duası Yapılmıyor?
Baraj seviyeleri düşerken, kavurucu sıcaklıklarla şehir nefes almakta zorlanırken, toprak çatlayıp kuraklık kapıya dayanırken…
Yalova’da ne halktan ne de kurumlardan yağmur duasına öncülük eden oldu. Kimse, bu sünneti gündeme getirmedi. Tarihi, kültürü ve dini kökleri çok güçlü olan bu toplu yakarış; şehir sessiz bakarken gölgede kaldı, birileri tarafından terk mi ettirildi?
Kurak Yaz Boyunca Dua Etmeyenler… Kış Gelince Dua Edecek mi?
En çarpıcı soru ise şudur, Kurak geçen yaz boyunca dua etmeyenler, öncülük etmeyenler; kışa girerken gerçekten yağmur duası yapacak mı? Dua, bir “tören” değildir.
Mevsimlik bir hatırlatma hiç değildir. Dua, ihtiyaç anında yapılır. Yürek samimi olduğunda yapılır. Bereket kapılarını zorlamak için değil, Allah’a yönelmek için yapılır.
Yaz boyunca büyük ihtiyaç varken sessiz kalan bir toplumun, kış girince “adet yerini bulsun” diye yapacağı dua ne kadar içten olur?
Yağmur Duasına Çıkmak Yetmez… Şemsiyeni Alacaksın...
Bugün Yalova’nın da, tıpkı o köy gibi, kendine şu soruyu sorması gerekiyor, Karamsarlık mı bizi durduruyor? Mazeretlere mi sarılıyoruz? Kendimizi değersiz görüp dualarımızın kabul olmayacağına mı inanıyoruz? Rahmet kapıları,. yağmur duasına çıkıp şemsiyesini yanına alanların önünde açılır.
Yapmamız gereken, Hem duaya çıkmak… hem de şemsiyemizi yanımıza almak.
Yani her şeyin yaratıcısı ve mutlak sahibi Allaha, yalnız ondan isteyerek, inanarak, güvenerek, umutla ve sünneti ihya ederek.
"Allah'ım, bize göklerden ve yerlerden rahmetini esirgeme"..