Tüm dünyada yaşanan Müslümn katliamına karşı 04 Ağustos pazar günü sabah namazında Yalova merkez camiinde KUNUT yapılacak.
Köklü Değişim tarafından düzenlenecek program ile ilgili yapılan açıklamada "Yeryüzü hiçbir kutsal gözetilmeksizin zalimler tarafından Ramazan'da da kana boyanmaya devam ediyor.
Yeri ve göğü titreten çığlıklar masum Müslüman yavruların, ırzları kirletilen Müslüman kadınların ve kızların çığlıkları...
Yeryüzünün neresinde olursa olsun acıyla nefes alan bir Müslüman varsa ondan sorumlu, onu zalimin eline teslim etmemekte kararlı, yardımsız bırakmamakta ısrarcı olmak Müslüman'ın şahsiyetidir.
İşte Köklü Değişim yeryüzündeki bütün mazlum Müslümanların yanında ve bütün zalimlerin karşısında olduğunu beyan ederek doğusundan batısına, kuzeyinden güneyine Türkiyeli bütün Müslümanları tüm zalimlere karşı 'kunut' yapmaya davet ediyor.
Ellerimizi duada tüm mazlum Müslümanlar için birleştirelim" çağrısı yapıldı.
Tarih : 04 AĞUSTOS 2013 Pazar Sabah Namazı
YALOVA: Merkez Camii
KUNUT NEDİR ?
Zor Zamanların Sığınağı
Kunut, namaz kılmak, uzun uzun ayakta durarak ibadet yapmak, ayakta dua etmek veya sadece dua etmek anlamlarına gelir. Namazda kunut yapmak ise namaz kılan kimsenin ayakta dua etmesi demektir.
Efendimiz s.a.v.’in yukarıda anlattığımız olay üzerine yapmış olduğu kunut, daha sonraları Sahabe-i Kiram r.a. tarafından bir musibet veya bir afet gibi zor zamanlarda uygulanmıştır. Hz. Ali r.a.’ın kunut yaptıktan sonra şöyle söylediği nakledilir: “Biz, düşmanımıza karşı bununla yardım diliyoruz.” (İbn Ebi Şeybe, Musannef, c.2, s.310)
Afet, musibet gibi zor zamanlarda kunut yapmak, alimlerimizin çoğunluğu tarafından güzel karşılanmış, Hanbelî mezhebinde ise müslümanların başında bulunan imamın bunu yapmasının sünnet olduğu ifade edilmiştir. Hanefî alimleri de böyle zor durumlarda sadece sabah namazında kunut yapılmasının caiz olduğu kanaatine varmışlardır.
Sabah Namazında Kunut
Sahabe-i Kiram’dan Enes b. Malik r.a., sabah namazında kunut yapılması ile ilgili olarak şöyle söylemiştir:
“Rasulullah s.a.v., dünyadan ayrılıncaya kadar sabah namazında kunut yapmaya devam etti.” (Ahmed b. Hanbel, Müsned, c.3, s.162)
Bu rivayeti delil kabul eden Şafiî mezhebi alimleri, sabah namazında kunut yapmanın müekked bir sünnet olduğuna hükmetmişlerdir. Bundan dolayı Şafiî mezhebini seçmiş olan müslümanlar, sabah namazını kılarken farzın ikinci rekatında rükûa vardıktan sonra “semiallahu li men hamideh” diyerek ayağa kalkarlar ve ellerini açarak kunut yaparlar. Yani ayakta dua ederler. Burada Peygamber s.a.v. Efendimiz’den rivayet edilen ve “Allahummehdinî fî men hedeyte...” diye başlayan duanın yapılması sünnete daha uygun görülmüştür.
Şafiî mezhebine uyarak sabah namazında kunut yapan bir müslüman rükûdan kalkınca şu anlama gelen duayı yaparak Yüce Mevlâ’ya niyazda bulunur:
“ALLAHım!
Hidayete erdir beni, hidayete erdirdiklerin arasında.
Afiyet ihsan et bana, afiyet verdiklerinin yanında.
Bereketli eyle bana verdiklerini.
Ve koru beni, hükmettiklerinin zararından.
Çünkü sen hüküm verirsin, hiç kimse sana hükmedemez.
Şüphesiz hiç kimse alçaltamaz senin dost edindiklerini.
Ve hiç kimse yüceltemez senin düşman ettiklerini.
Ne kadar bereket sahibisin Rabbimiz, ne kadar yücesin.
Sana olsun hamd, bütün hükmettiklerin üzerine.
Senin bağışlamanı diliyorum ve sana tevbe ediyorum.
ALLAH’ın salâtı ve selamı, Efendimiz Muhammed’e, âline ve ashabına olsun...”
Bu haber 38 defa okunmuştur.