Yalova’mızın ulaşım ve iletişim altyapısı için yaklaşık 11 Milyar 642 Milyon TL yatırım yaptık.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Cahit Turhan bir dizi açılış için geldiği Yalova'da ak parti İl başkanlığını ziyaret etti.
AK Parti Yalova İl Başkanı Muğlim Bağatar, milletvekilleri Ahmet Büyükgümüş, Meliha Akyol, İl Genel Meclis başkanı Hasan Soygüzel, ilçe başkanı Umut Güçlü ve parti yöneticileri ile bir süre görüşen Bakan Turhan, daha sonra il yöneticilerine gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
YALOVAYA 12 MİLYAR YATIRIM YAPTIK
Allah’a hamdolsun, başta Yalova’mız olmak üzere ülkemizin dört bir köşesine yapmadığımız hizmet, inşa etmediğimiz eser kalmadı. Hizmetten, eserden yanı alnımız ak, başımız dik. Bakınız dünya güzeli Yalova’mızın ulaşım ve iletişim altyapısı için yaklaşık 11 Milyar 642 Milyon TL yatırım yaptık.
Osmangazi Köprüsünü kazandırarak Yalova’yı İstanbul’a adeta kapı komşusu yaptık. Yalova’yı gemi inşa sanayi merkezlerinden biri haline getirdik. Yalova yat limanını inşa ederek turizm olanaklarını daha da cazip hale getirdik.
Bu örnekleri arttırabilirim ancak artık sözü daha fazla uzatmak istemiyorum. Sizden tek istirhamım, daha fazla çalışmanız, fitneye fesada pirim vermemeniz ve milletimizle gönül bağlarınızı sapa sağlam tutmanız.
Allah’ın izniyle gerisi kolay…
Ünlü Türk Hükümdarı Bilge Kağan’ın dediği gibi,
“Üstte gök çökmedikçe, Altta yer yarılmadıkça,”
İsterse bütün hainler bir araya gelsin, bütün karanlık çevreler bir araya gelsin,Allah’ın izniyle her belayı def ederiz.
Bize milletimiz bir sorumluluk verdi, bu sorumluluğun hakkını da teslim etmek zorundayız. Bu ülkeyi aydınlık geleceğe taşımak zorundayız. Bunun için de mücadelenin çıtasını sürekli yükselterek yolumuza devam etmek durumundayız".
18 YIL GERİDE KALDI
Bakan Turhan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın davasını takip ettikleri takdirde şer odaklarına karşı hakkıyla mücadele edebileceklerini söyleyerek şöyle konuştu "Köklü tarihi, zengin kültürü ve doğal güzellikleriyle, ülkemizin cennet köşesi Yalova’da sizlerle bir araya gelmekten duyduğum memnuniyeti ifade ediyor, hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum.
“Her şey Türkiye” için düsturuyla yola koyulan Ak Parti, millete hizmet yolunda 18 yılı geride bıraktı.
Dile kolay 18 yıl… Bu 18 yılı, şöyle bir gözümüzün önüne getirdiğimizde, ülke içinde ve dışında bir asra bedel nice olayların yaşandığını görürüz. Burada bunların detaylarına girmeyeceğim…
Demek istediğim o ki dahili ve harici bu kadar saldırıya, bu kadar olaya rağmen milletimize hizmet yolundan bir an olsun geri durmadık. Kanaatimce bunun da iki nedeni var; ilki Sayın Cumhurbaşkanımızın cesur liderliği, diğeri de sizler gibi güçlü teşkilat yapısına sahip olmamızdır. O nedenle sizlere minnettarız; ilk günden bugüne gerek Yalova teşkilatımızda gerekse diğer teşkilatlarımızda hizmet veren kardeşlerimizden Allar razı olsun diyorum.
Ebediyete göç eden kardeşlerimize de rahmet diliyorum.
KUTLU DAVAMIZ VAR
Sayın Cumhurbaşkanımızın ifadesiyle, bizim bir davamız var. Bu kutlu bir dava.
Bu davanın ne olduğunu bilmeden, nerelere uzandığını anlamadan;
ne bu teşkilatın anlam ve önemini idrak edebiliriz ne de tetikte bekleyen şer odaklarına karşı hakkıyla mücadele edebiliriz.
Kısaca söylemek gerekirse davamız; milletimizin hak, hukuk, refah ve beka davasıdır. O nedenle kökü, bizlere Anadolu’nun kapılarını açan Sultan Alpaslan’a kadar uzanır. Kanuni Sultan Süleyman ile üç kıtaya hükmeder, Mustafa Kemal Atatürk ile küllerimizden yeniden doğmayı simgeler. O nedenle ay yıldızlı bayrağımız sadece bizim bayrağımız değil…
Belki sizler de denk gelmiş, görmüşsünüzdür…
İnternette bir Üsküplü esnaf ay yıldızlı bayrağımızı göstererek, bu bayrak hepimizin, dünyadaki tüm Müslümanların bayrağı diyordu. Aynı esnaf, sonra da ekliyor; siz olmasanız, Türkiye olmasa, bu bayrak olmasa, bizi bir kaşık suda boğarlar! Haksız mı… Tabi ki değil… O bayrak ki; geçmişten bugüne, hilal uğruna batan tüm güneşlerin bayrağıdır.
İşte bizim davamız, bu bayrağı yere düşürmemektir, hep en yukarılarda coşkuyla dalgalandırmaktır.
Tüm çabamız, mücadelemiz, bu teşkilatta bulunma nedenimiz de budur.
Peki, bu davaya daha fazla nasıl sahip çıkacağız?
Söyleyeyim…
Bu davanın 4 temel dayanağı var;
- Millet,
- Vatan,
- Bayrak
- Hürriyet
Bu dört dayanak o kadar birbirine bağlı ki biri olmadan diğerinin olması mümkün değildir.
Milletsiz vatan olur mu… ya da bayraksız vatan… hadi diyelim, millet, vatan, bayrak var… peki bunlar hür değilse… hiçbir anlam ifade etmez değil mi? O nedenle, bizim davamız bu dördünün ilelebet var olması, korunması ve yüceltilmesini esas alır. İşte AK Parti, bu esasları var etmeyi, korumayı ve yüceltmeyi kendine rehber edinmiş davanın çatısıdır. Hepimiz de bu çatının, bu davanın gönül erleriyiz.
Liderimiz, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan…
Onun öncülüğünde, gece gündüz bu davaya hizmet etmekle yükümlüyüz.
Biz mücadelemize dört elle sarıldığımız müddetçe… bu büyük dava Allah’ın izniyle; hor da kalmayacak, öksüz de!
Ustad Mehmet Akif’in dediği gibi… yeter ki Allah’a dayanıp, saye sarılıp, hikmete ram olalım… zira yol bu yoldur, başka yol yok.
LİBYA İLE ANLAŞMA YAPMAMIZ RAHATSIZ ETTİ
Eminim sizlerde farkındasınız; dünya çok büyük bir değişimin içinde. İkinci Dünya Savaşı sonrası şekillenen uluslararası sistem, çatırdıyor. Bir yanda yeni güç dengeleri oluşuyor, diğer yanda küresel ekonomik sistem eksen kayması yaşıyor, öte yandan uluslararası hukukun içi boşalıyor ve çok uluslu ortak kuruluşlar irtifa kaybediyor. Buna karşın hak, hukuk, adalet daha fazla yerlerde sürünüyor… her yerde güçlünün borusu ötüyor. Her yerde kaos var. Herkes ne oluyor, dünya nereye savruluyor diye soruyor. Neyin ne olacağını kimse bilmiyor…
Şu son bir haftada yanı başımızda, İran ile ABD arasında olanları, hep birlikte gördük. Suriye’de, Libya’da, Yemen’de, Lübnan’da, Irak’ta yaşananları da biliyoruz. Ateş elbette en çok oraları yakıyor ancak etkisi tüm bölgeye tüm dünyaya oluyor. Tüm bunlar bize şunu gösteriyor; Türkiye güçlü olmak zorunda. Güçlü olmak zorundayız çünkü güçlü balığın güçsüz balığı yediği ve kimsenin de hesap soramadığı bir dünyada yaşıyoruz.
Biz tarih boyunca güçlü bir millet olmuşuz.
Geçtiğimiz yüz yılın başında bir ara tökezler gibi olduğumuzda, neler yaşandığını hepimiz çok iyi biliyoruz.
O nedenle, gerek yanı başımızda olanlara karşı gerekse dünyada yaşananlara karşı başımızı kuma sokup bekleyemeyiz. Bakınız, Libya’da meşru hükümetle bir anlaşma yaptık… Vay sen misin anlaşma yapan, hemen hepsi bir araya gelip, bizi boşa düşürmek istiyorlar. İstiyorlar ki Türkiye, Akdeniz’de doğalgaz aramasın, enerji de dışa bağımlı olsun. Böyle bir durum olamaz, bunu kabul edemeyiz.
Birileri gidip taşeron örgütler üzerinden Libya’da hükümranlık alanı oluşturmaya çalışırken, Türkiye meşru Libya hükümetinin talebine kayıtsız mı kalacaktı! Buna dış güçlerin ses çıkarmasını elbette anlıyoruz.
Ancak içimizden karşı çıkanları anlamak mümkün değil. Onu da milletimizin basiretine bırakıyoruz artık.
Bunlar devlet aklından da millet bilincinden de tarih şuurundan da habersizler. Bu durumda olanların, sırtını güneşe dönüp de gölgesinden başka bir şey görmeyenlerden farkı olamaz. Bizim yönümüz belli, niyetimiz halis. Daima milletimizin aydınlık geleceğinin mücadelesi içindeyiz.
Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde, bu bilinç ve inançla yolumuza devam ediyoruz. İçerde ve dışarda yolumuza kararlılıkla devam etmemizin tek şartı milletimizin desteğidir. O nedenle sizlere çok büyük işler düşüyor…
Bu haber 20 defa okunmuştur.