Yalova 2. Sulh Ceza Mahkemesi’nde, “GÖREVI KÖTÜYE KULLANMA” suçundan yargılanan Çiftlikköy Belediye Başkanı Metin Dağ, 12 Temmuz’da ki KARAR duruşmasında, “GÖREVİNİ KÖTÜYE KULLANMA” suçundan 6 ay hapis cezasına çarptırıldı.
İşte Mahkemenin aldığı, “GEREKÇELİ KARAR...”
İDDİA;
Yalova Cumhuriyet Başsavcılığının 05/03/2013 tarih ve 2013/434 nolu iddianamesiyle maddeleri uyarınca sanıkların görevi kötüye kullanma suçundan eylemlerine uyan TCK’nın 257/1,53 maddeleri uyarınca ayrı ayrı cezalandırılmasına karar verilmesi için mahkememize kamu davası açılmıştır.
Yargılama sıralamasında şikayetçi davaya katılma talebinde bulunmuş, mahkememizce katılma talebinin kabulüne karar verilmiştir.
Katılan şikayetinde özetle; adı geçen adı geçen çalışma ruhsatı verilen işyerinin 1997 yılında inşaat halinde olduğunu daha önce fırın için ruhsat talebinde bulunduğu sırada belediye başkanı Metin Dağ’a gittiğinde kendisini fen işleri müdürlüğüne gönderdiğini, fen işleri müdürü İbrahim Haberal’ın da kendisine ‘bakkal yaparsan ruhsat veririz’ fırına ruhsat veremeyiz’ dediğini, yola yakın yaptığını söylediğini, kendisine fırın için ruhsat vermediklerini, adaletsizlik olduğu için bir vatandaş olarak itiraz ettiğini ifade etmiştir.
SAVUNMA
Sanık Metin Dağ yazılı savunmasında özetle, adı geçen şirket adına düzenlemiş iş yeri açma ve çalışma ruhsatının bulunduğu yerin 64 numaralı mera vasıflı taşınmazın üzerinde bulunan yapıya isabet ettiğinin iddia edildiğini, ancak iddia edildiği gibi ruhsatsız yapıya ruhsat verilmesinin söz konusu olmadığını, suça konu binanın 1984 yılında yapıldığını, binanın sahibi Ekrem Kopuz’un 27/04/2007 tarihinde belediyeye vermiş olduğu emlak beyanında inşaatının 01/01/1984 yılında bitirildiğinde dair hususun bina beyannamesinde sabit olduğunu, Ekrem’in 64 numaralı parselin bitişiğindeki 393 sayılı parselin tapu maliki olduğunu, inşaat yapılırken gerekli ölçümler yapılmadığı için 64 nolu parsele taşıma yapıldığını, bu nedenle suça konu binanın 323 m2’sinin 64 nolu parsel üzerinde, 56 m2’sinin de 393 nolu parselin üzerinde olduğunu, Türk Ceza Kanunu’nun 184/6. Maddesine göre 12 Ekim 2004 tarihinden önce yapılmış yapılarla ilgili olarak suç oluşmadığını, ayrıca 1987 yılında Çiftlikköy Belediyecilik olduktan sonra kaçak yapılaşma ile ilgili bir tespitininde yapılmadığını, belediye başkanı olarak Çiftlikköy belediyesi imar işlerine görüş sorulduğunda verilen cevapta 64 nolu parselin mera vasfında olup hazineye ait olduğunun belirtilmediğini, sadece binanın yapı ruhsatı olmadığının söylendiğini, zaten binanın da 2004 tarihindeki TCK değişikliklerinden sonra yasal hale geldiğini bu nedenle adı geçen şirkete sadece iş yeri açma ve çalıştırma ruhsatı verildiğini Çiftlikköy belediyesinin 1987 yılında kurulduğunu 01/01/1984 tarihinde inşaatı bitmiş bina olması nedeniyle Çiftlikköy belediyesince düzenlenmiş inşaat ruhsatı, iskan belgesi ve yapı kullanma izni bulunmadığını, ayrıca belediyeye işyeri açma ruhsatı için verilen başvuruda 64 nolu parsele değil, 393 nolu Ekrem Kopuz’a ait parsel için işyeri açma ruhsatı istendiğini bu işlemin de suç oluşturmadığını işyeri açma başvurusunda bulunurken istenecek belgelerin yönetmelikte düzenlendiğini, tapu fotokopisinin ibrazının yeterliolduğunu, bu yerin hazineye ait olup, olmadığının sorgulanmadığını, ayrıca söz konusu yönetmeliğin 23. Maddesine göre beyane gör tanzim edilen ruhsatın mükteset hak doğurmadığını her zaman için iptalinin mümkün olduğunu, beraatine karar verilmesini talep etmiştir.
Sanık Emin Akpehlivan savunmasında özetle; 2006 yılının Temmuz ayının sonunda tayinle geldiğini, kendisinden önce yazı işleri müdür vekili Oğuz Özdemir Yarmacı’nın işleri yürüttüğünü ondan devraldığını, gelen evrakları havale ettiğini, davaya konu ruhsat geldiğinde evrakların tamam olduğunu başkanla havale edip gönderdiğini, konu hakkında başkan bir bilgisinin olmadığının ne konuyu bildiğini, ne olay yerini bildiğini, suçlamayı kabul etmediğini, suçsuz olduğunu savunarak beraatini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE
Osman Bahadır, Selehettin Çifter, Ekrem Kopuz, Ramazan Kopuz, Atik Caferoğlu ve Erkan Karataş tanık olarak dinlenmiştir.
Mahkememizce verilen ara kararı uyarınca davaya konu taşınmaz üzerinde resen seçilen heyetiyle keşif icra edilmiştir.
Keşiften sonra 26/06/1013 hakim havale tarihli raporunu sunan bilirkişiler ortak raporunda özetle; dava konusu 363 ve 64 nolu parsellerin jeolojik sakıncalı alanda kaldığını, 393 nolu parselin bir bölümünün depo alanı olarak planlandığını, ileriki dönemlerde imara açılmasının gündemde göründüğünü ve şahsa ait olduğunu, 64 nolu parseller mera vasfında olmadığını, ancak hazine arazisinde olduğunu, 64 ve 393 nolu parseller üzerinde bir adet zemin kat+3 katlı (7adet daire bulunmakta ve daireler kullanılır vaziyette) betonarme bina bir adet tek katlı garaj yapısı, bir adet zemin kattan oluşan prefabrik bina ve bir adet ahşap tarzda inşa edilmiş odunluk bulunduğunu, binalara ait ruhsat ve projenin olmadığını, yapılan araştırma neticesinde binanın ilk 1984 yılında yapıldığını, binaya ait su ve elektrik aboneliklerinin olduğunu, binanın bulunduğu alanın 1990 yılı içerisinde belediye mücavir alan olduğunu, öncesinde köy sınırları içinde olduğunu, 64 nolu parselin keşif tarihi itibariyle mera vasfından çıkarıldığını, ancak suçun işlendiği 2007 yılında mera vasfında olduğunu, binaların hali hazır durumun ruhsatsız yapı nitelendiğinde olduğunu, zemin +3 katlı betonarme binanın taban oturumunda 55,89m2’si hariç diğer tüm taban oturumlarının 64 nolu parselde kaldığını, ruhsat almak için başvuru yapılmasında istenecek ana belgelerden olan mülkiyet gösterir belge yani tapunun şahsın üzerine olması ya da muvafakat alması gerektiğini, ancak hazine arazisine tecavüz söz konusu olduğundan bu binalara yapı ruhsatı verilemeyeceğini, yapılan araştırma neticesinde binaların yapı ruhsatsız olduğunun belirlendiğini, mevcut binalar incelendiğinde yapım tarihinin yeni olmadığını, emlak beyanında bulunan 1984 yılını doğrular nitelikte olduğunu, ancak binada yeni tarihli bazı eklemelerin yapıldığının tespit edildiğini mütalaa etmişlerdir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; sanıkların hazineye ait Çiftlikköy ilçesi Sultaniye Mahallesi, Bayır mevkii 64 nolu parselde mera vasfındaki taşınmaz üzerindeki ruhsatsız yapıya ruhsat vermek ve bu yapıda ticari faaliyette bulunan bir şirket adına iş yeri açma ve çalıştırma ruhsatı düzenlemek suretiyle görevlerini kötüye kullandıkları iddiasıyla kamu davası açıldığını, sanıkların suçlamayı kabul etmedikleri, sanık Metin Dağ müdafinin savunmalarında belediyeye iş yeri açma ruhsatı için yapılan başvuruda 64 nolu parsel için değil, 393 nolu parsel için işyeri açma ruhsatı istendiğini, söz konusu işyerinin bulunduğu binanın 1984 yılında yapıldığını, 5237 sayılı TCK’daki değişiklik ile 2004 tarihinden önce yapılmış yapılarla ceza verilemeyeceği yönünde düzenleme yapıldığını, bu nedenle bu tarihten önce yapılmış yapılarla ilgili suç oluşmadığını, iş yeri açma ruhsatlarına ilişkin yönetmelik kapsamında tapu fotokopisin ibrasının yeterli olduğunu ve söz konusu ruhsatın her zaman için iptalinin mümkün olduğunu, dolayısıyla müvekkilin üzerine atılı suçun sübuta ermediğini, beraatine karar verilmesini talep ettiği mahkememizce davaya konu binanın hangi taşınmaz üzerinde olduğu ve hangi tarihte yapıldığının tespiti amacıyla keşif yapılmış, keşiften sonra sunulan bilirkişilerin müşterek raporunda davaya konu iş yerinin 326.58m2’lik taban oturumunun binanın yapıldığı tarihte mera vasfında olan 64 nolu parselde kaldığı işyeri açma ve çalıştırma ruhsatının verildiği tarih olan 2007 yılında da 64 nolu parselin mera vasfında olduğu, daha sonra mera vasfından çıkarıldığı, taşınmazın 55.89m2’sinin ise şahış adına kayıtlı bulunan 393 nolu parsel üzerinde olduğu, sanıkların görevlerinin gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle, hazineye ait Çiftlikköy ilçesi, Sultaniye Mahallesi, Bayır Mevkii 64. Nolu parselde kayıtlı bulunan ve işyeri açma ve çalıştırma ruhsatının verildiği tarih olan 2007 yılında mera vasfında olan, taşınmaz üzerindeki ruhsatsız yapıda ticari faaliyette bulunan şirket adına işyeri açma ve çalışma ruhsatı düzenlemek suretiyle görevlerini kötüye kullandıklarının anlaşıldığı suç tarihinde mera vasfında olan hali hazırda hazine arazisi olan yere yapılmış bulunan binada faaliyet gösteren şirkete iş yeri açma ve çalıştırma ruhsatı vermek suretiyle kişilere haksız kazanç sağladıkları, dolayısıyla üzerlerine atılı suçun tüm unsurlarıyla sübuta erdiği, sanık Metin Dağ’ın belediye başkanı olarak, diğer sanık Emin Akpehlivan’ında belediye yazı işleri müdürü olarak bu şekilde görevlerini kötüye kullandıkları, her iki sanığın da sabıkasız olduğu, yeniden suç işlemeyecekleri hususunda mahkememizde olumlu kanaat oluştuğu, kamunun suçtan doğan maddi zararının olmadığı anlaşılmakla sanıklar hakkındaki hükümlerin açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmek suretiyle aşağıdaki hüküm tesisi uygun görülmüştür.
HÜKÜM; Yukarıdaki açıklanan nedenlere binanen,
1) Sanık Metin Dağ’ın sabit görülen görevi kötüye kullanma suçundan eylemine uyan TCK’nın 257/1 Maddesi uyarınca suçun işleniş biçimi, suç konusunun önem ve değeri, sanığın güttüğü amaç ve saiki göz önünde bulundurularak takdiren 6 AY HAPİS CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,
2 Sanığın sabıkasız kişiliği, cezanın sanığın geleceği üzerindeki olası etkileri dikkate alınarak hakkında öngörülen cezadan TCK’nin 62 maddesi uyarınca takdiren 1/6 oranında indirim yapılarak 5 AY HAPİS CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,
3) Sanığın sabıkasız olduğu, sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda mahkememizde olumlu kanat oluştuğu, kamunun tazmin edilecek maddi anlamda bir zararının olmadığı anlaşılmakla; 5728 sayılı Yasa ile değişik 5271 sayılı CMK’NIN 231/5 maddesi göz önüne alınarak takdiren sanık hakkındaki HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASINA,
4) Sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi sebebiyle 5560 Sayılı Yasa ile değişik 5271 sayılı CMK’nın 231/8 maddesi uyarınca sanığın 5 YIL SÜRE İLE DENETİM SÜRESİNE TABİ TUTULMASINA, ancak bu süre içerisinde takdiren denetimli serbestlik tedbiri olarak başka yükümlülük altına konulmasına YER OLMADIĞINA,
5) 5560 Sayılı yasa ile değişik 5271 sayılı CMK’NIN 231/10 maddesi uyarınca denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlenmediği takdirde açıklanması geri bırakılan hükmün ortadan kaldırılarak DAVANIN DÜŞMESİNE KARAR VERİLMESİNE,
6) 5560 Sayılı Yasa ile değişik 5271 Sayılı CMK’NIN 231/11 maddesi uyarınca denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi halinde mahkememizce HÜKMÜN AÇIKLANMASINA,
7) 5560 Sayılı Yasa ile değişik 5271 SayıIı CMK’nın 231/13 maddesi uyarınca sanık hakkında verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararın bunlara mahsus bir sitem kaydedilmesine,
8) Yapılması gerekli ihtiratların sanığa hükmün tebliği ile ihtar edilmiş sayılmasına,
II) 1) Sanık Emin Akpehlivan’ın sabit görülen görevi kötüye kullanma suçundan eylemine uyan TCK’nın 257/1 maddesi uyarınca suçun işleniş biçimi, suç konusunun önem ve değeri, sanığın güttüğü amaç ve saiki göz önünde bulundurularak takdiren 6 AY HAPİS CEZASI İLE CEZALADIRILMASINA,
2) Sanığın sabıkasız kişiliği, cezanın sanığın geleceği üzerindeki olası etkileri dikkate alınarak hakkında öngörülen cezadan TCK’nın 62 maddesi uyarınca takdiren 1/6 oranında indirim yapılarak 5 AY HAPİS CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,
3) Sanığın sabıkasız olduğu, sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda mahkememizde olumlu kanat oluştuğu, kamunun tazmin edilecek maddi anlamda bir zararının olmadığı anlaşılmakla; 5728 sayılı Yasa ile değişik 5271 Sayılı CMK’nın 231/5 maddesi göz önüne alınarak takdiren sanık hakkındaki HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASINA
4) Sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasın karar verilmesi sebebiyle 5560 Sayılı Yasa ile değişik 5271 Sayılı CMK’nın 231/8 maddesi uyarınca sanığın 5 YL SÜRE İLE DENETİM SÜRESİNE TABİ TUTULMASINA, ancak bu süre içerisinde takdiren denetimli serbestlik tedbiri olarak başta yükümlülük altına konulmasına YER OLMADIĞINA,
5) 5560 Sayılı yasa ile değişik 5271 sayılı CMK’nın 231/10 maddesi uyarınca denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlenmediği takdirde açıklanması geri bırakılan hükmün ortadan kaldırılarak DAVANIN DÜŞMESİNE KARAR VERİLMESİNE,
6) 5560 Sayılı Yasa ile değişik 5271 sayılı CMK’nın 231/11 maddesi uyarınca denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi halinde mahkememizce HÜKMÜN AÇIKLANMASINA,
7) 5560 Sayılı Yasa ile değişik 5271 Sayılı CMK’nın 231/13 maddesi uyarınca sanık hakkında verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararın bunlara mahsus bir sisteme kaydedilmesine,
8) Yapılması gerekli ihtiratların sanığa hükmün tebliği ile ihtar edilmiş sayılmasına,
III)
Yapılan 5 çağrı gideri 40,00 TL Keşif gideri 45,82 TL, bilirkişi ücreti 750, 00TL olmak üzere toplam 835, 82 TL yargılama giderinin 417, 91’er TL olarak sanıklardan eşit şekilde tahsiline,
Dair 5271 Sayılı Ceza Mahkemesi Kanunu’nun 268. Maddesi gereğince aynı Yasa’nın 35’inci maddesine göre ilgililerin kararı öğrendiği günden itibaren yedi gün içinde mahkememize verilecek bir dilekçe veya tutanağa geçirilmek koşulu ile zabıt katibine beyanda bulunmak suretiyle İTİRAZ yolu açık olmak üzere katılan, sanık Metin Dağ, müdafii Av. Duygu Güran Gürel ile sanık Emin Akpehlivan müdafii Av. Recep Kibar’ın yüzünde, sanıkların yokluğunda verilen karar 5271 sayılı CMK’nın 231/1. Maddesi gereğince açıkça okunup gerekçesi ana çizgileriyle anlatıldı. 12-07-2013